ozan bircan
ozan bircan |
hemen o videoyu paylaşayım...
istanbul teknik üniversitesi klasik türk müziği devlet konservatuvarı mezunu olan ozan bircan, henüz öğrenciyken trt'de kemane sanatçısı olarak çalışmayı başarmış bir isim... müzisyen bir aileye sahip olması mutlaka kendisinin gelişiminde çok etkili olmuştur ama ben bir çok yerde söylenip geçildiği gibi "zaten aile müzisyen, tabii başarılı olur" gibi lafları hiç sevmem... hala devam ediyor mu oradaki görevine bilmiyorum ama mezun olduğu kurumda öğretim görevlisi olarak çalışmış olduğunu biliyorum...
aslında halk müziği sanatçısı ama rock a gönül vermiş... özellikle progresif çalışmaları ile ön planda ama ilk ilgisini çeken de metal müzik olmuş... bildiğim kadarıyla iron maiden hayranı... aileden gelen gelenek de bir yere kadar... doğal olarak sahip olduğu bilgi ve beceriyle içinde yaşayanı bu şekilde bir araya getirme yolunu seçmiş ozan bircan ve bence çok da iyi bir sentez yapmayı başarmış...
yukarıdaki kısım ile bu kısım arasında 5 sene var neredeyse:)... yani ekleme yapıyorum çünkü daha önce pek de yeterli bilgim yoktu ama şimdi kısaca da olsa ilavelerde bulunayım...
itü eğitimi sonrasında, haliç üniversitesinde master çalışması da yapan ozan bircan, itü'de öğretim görevlisi olarak çalıştı, milli eğitim bakanlığında öğretmenlik yaptı ve yaklaşık 10 yıldır da haliç üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışıyor... şu anda aynı zamanda istanbul büyükşehir belediyesi orkestralar şube müdürlüğü görevini de sürdürüyor... istanbul radyosu yanında, istanbul üniversitesinde, istanbul büyükşehir belediyesinde ve kültür bakanlığında sanatçı olarak çalıştı... okuyunca yazım hatası mı ki diye düşünmeden edemedim ama 7000 in üzerinde organizasyonda ve albümde yer almış ve yüzlerce sanatçı ile çalışmış... film müzikleri, şunlar bunlar var daha yazmadığım:)... bana da hep böyle yerinde duramayan sanatçılar denk geliyor... ben işin rock kısmını yazıp, bırakırım, gerisine karışmam... zaten govan ile sahneye çıkıp kabak kemane çalmış olmasından şüphelenip, orada bırakacaktım ama olmadı:)... yani benim burada yazabileceğim en olmayacak şeyi de yaptı sonuçta... neyse artık...
emre köse (vokal), burak koşbay (gitar), arda manav (gitar), barış koşbay (bas) ve emre kutucularoğlu (davul) ile birlikte 2017 yılında dishearten grubu olarak çıkardıkları portal of anatolia albümü oldukça beğeni toplamıştı özellikle ozan bircan'ın metale kattığı kemane ve anadolu ezgileri sayesinde... gerçi ben de şimdi black metal'den pek de anlamayan biri olarak, bütün olayı, koskoca albümün başarısını tek bir kişiye bağlamayayım ama black metalde kabak kemanenin metal gurularından büyük eleştiriler almadan beğenilmiş olması bile çok büyük bir başarı... ozan bircan bu albümde klavyeleri de çalmıştı... dishearten hakkında çok detaylı bilgim yok ama geçmişinin 90 lı yılların sonuna kadar dayandığını biliyorum...
2019 yılında da, eylül ayında zannedersem ozan bircan'ın bildiğim kadarıyla ilk albümü restart your life çıktı... oldukça başarılı ve çok daha olgun, yerine daha fazla oturmuş bir albüm... ki albümlük bir konseptin ilk albümü olan restart your life'ın çıkış parçası killer at the murder scene'i paylaşıp, gerisini size bırakayım çünkü şu anda tüm dijital platformlarda satışta olan bir albüm... mutlaka satın alıp dinleyin derim çünkü çok başarılı ve oldukça geniş bir kesime hitap edebilecek düzeyde bir albüm...
bu tip albümler ağırlıklı olarak yurtdışında çok ilgi çekiyor çünkü değişiklik her zaman ilgi çeker... bizim için alışılmış bir sesin sınırları dışında kullanılması bir çok kişiyi rahatsız edebilir ama yabancı bir kulak için olağanüstü gelebilir... metal ve genel olarak rock'ta orta çağ enstrümanlarının kullanılıyor olması ilgi çekiyorsa, kemane neden çekmesin... mesela hurdy gurdy ve benzeri enstrümanların kullanımı oldukça yaygın ve dinleyen için çok da çekici...
bir diğer önemli konu da şu; ülkemizde bu müziğin hitab edeceği düşünülen kesim, he şeye ağız burun kıvıran bir kesim... snoblar için bir şeyler karalamıştım, buradan okuyabilirsiniz... rock snoblarının da pek bir farkı yok maalesef... tabii herkes için yazmıyorum bunları... her şeye ağız burun kıvıran ve aslında olağanüstü olan her şeyi de kaçıran, dünyadan habersiz bir kesime bir şeyleri kabul ettirmek çok zor ve gereksiz... erkin koray, moğollar, asia minor, tayfun karatekin vs gibi isimleri hak ettikleri yere koyabilenler bu ülkeden pek çıkmadılar...
aslında tuhaf bir algı bu... enstrümanları müzik türlerine göre ayırmak... rock; gitarla yapılabilir de kemane ile, tambur, ud yada bağlama ile neden yapılamasın... nigel kennedy keman ile hendrix çalınca oluyor da, kabak kemane yada kemençe ile neden yapılmasın?... cazda kullanılmayan enstrüman kalmadı ama rock olunca konu tuhaf karşılanıyor...
restart your life albümünün devamı olacak ikinci albüm çıkıncaya kadar şimdilik bitireyim... az önce izlediğim ve hayran kaldığım bir çalışmayı da ekleyeyim huzurlarınızdan ayrılmadan önce... klarnet ustamız serkan çağrı ile yaptıkları islam rzayev bestesi dut ağacı boyunca... gitarda serhan yasdıman, basta emrah günaydın, klavyede kıvanç hakkı haseki, perküsyonda mehmet akatay ve davulda erhan seçkin gibi ustalar eşlik etmişler kendilerine...
Yorumlar
Yorum Gönder