bir kaç nota güzellik
küçük bir çocuğun minicik bir parayı sokak müzisyeninin şapkasına bırakmasıyla başlıyor güzellik... mutlu olmuş yüzlerce kişiyle tamamlanıyor... tabii tamamlanmıyor, hala daha devam ediyor... tamamı 5 dakika 41 saniyelik bir olay ama inanın etkisi oldukça uzun sürüyor... zaten amaç da o...
ben bir çok yazımda -ki o yazılar başka blogdalar- sürekli "asıl medeniyet doğudadır" derim hep... hep de öyle diyeceğim ama sadece benim değil, çok büyük bir kitlenin savunduğu bu doğu yaklaşımı her zaman yanlış algılanmıştır... ben de çok eleştiri almışımdır... o yaklaşım "bugün" için değildir ki... o yüzden anlaşılmaz pek... geçmişten geleceğe kadar öyledir ama bugün medeniyet batıda... tabii medeniyetten ne anlaşıldığı da önemli o ayrı konu...
benim medeniyetten anladığım şey çok ama çok basit... saygı, sevgi, özele karışmama, doğallık, basitlik, sadelik, kültür vs vs vs... tabii pek açık olmadı bu, özetle; ben, sokaklarında müzik çalınıp, dans ediliyorsa, farklı kültürlere saygı gösteriliyorsa, insanlar kendi hallerinde sade ve basit yaşıyorlarsa, kimse kimseye karışmıyorsa, insanlar hiç tanımadıklarına da gülümseyip konuşabiliyorlarsa, hele hele sokaklarında hayvanlar da gezinebiliyorlarsa, "aaa ne medeni bir yer burası" deyip geçiyorum... her yeri bilmiyorum, seyyah değilim ama benim şu medeniyet dediğim kendi halinde yaklaşımıma, tamı tamına uyan bildiğim tek bir ülke var: ispanya...
ışık aslında bugünün 3. dünyasından yükselmiş olsa da, uzunca bir süredir sönük olan o ışığın yerine yanmakta olan ışık avrupadır... avrupanın her yerinde sokak sanatçıları vardır... ama çok az yerinde sokak hayvanları da vardır... ispanya işte o sokak kültürüyle bence çok fazla ön planda... ben daha çok kısa bir süre önce, ispanyada bir sokak kedisinin durup, muhteşem bir sokak müzisyenini dinlediğine de tanık oldum... gerçekten tam bilmiyorum ama neredeyse eminim ki; şu bildiğimiz, yakınlarda genişlememiş olan avrupada, sokak kedilerinin sokak müzisyenlerini dinleyebildikleri tek yer büyük ihtimalle ispanyadır...
büyük ihtimalle 2. yer de istanbuldur... sokak hayvanı denen şey, her ne kadar sanki gerilikmiş gibi algılansa da bence bir yerde sokaklarda hayvanlar da yoksa, orası gelişmiş olabilir ama uygar filan değildir...
lafı uzatıp araya sokak hayvanlarını da sıkıştırdım ama sokaklarında sanat ve hayvan olmayan yer bana göre değil... sokak dediğin yerde her şey olur arkadaş... klasik müzik de olur, caz da olur, gırnata da olur... insanlar gezinirlerken müzik dinlerler... hayvanlar da kuyruklarını sallaya sallaya eşlik ederler ortama...
anlaşılacağı üzere, konu ispanyada geçiyor... katalan bölgesinde, barcelona ya 20 km kadar uzaklıkta, aslında barcelona denebilecek bir şehir olan sabadell de... konunun temeli bir bankaya dayanmasaydı tadından yenmeyecekti ama sonuçta bu gibi şeyleri bir organize eden de olmalı... bankamız, banco de sabadell... 1881 yılında kurulmuş ve 130. doğum gününde "som sabadell" yani "biz sabadelliz" etkinlikleri düzenlemiş... aşağıdaki video da o etkinliğin kapanışı...
doğal olarak organizasyon önceden planlanmış... sadece büyük ihtimalle bir çocuğun gelip para vermesini beklemişler... sant roc meydanı olacaklardan habersiz, günlük hayatını yaşıyor... hiç bir zaman eksik olmayan sokak sanatçımız ise koymuş şapkasını, kontrbasını çalıyor... her şey olağan... bir de kenardan şöyle bir kedi geçiverseydi salına yalana çok iyi olacaktı ama neyse artık:)...
benzeri etkinlikler çok yapılır oldu, artık insanlar da "altında bir şey mi var acaba" demeye başlayacaklar yakında ama benim konum zaten o değil... şu videoyu, benim etkinlik hakkındaki açıklamamı unutarak izlerseniz eğer, benim konu anlaşılır... çünkü o anda o meydan bu etkinliği bilmiyor... unutuverin bi zahmet şu banco sabadell i ve öyle izleyin...
kısacık etkinlikte orquestra simfònica del vallès yanında; lieder y amics de l'opera ve la coral belles arts koroları da yer almış... küçük bir dikkat çekmek istiyorum; minicik sabadell in senfoni orkestrası ve koroları oluyor bunlar, barcelonanın filan değil... barcelonanın sadece bir köşesi sabadell...
sokak sanatı, sokak müziği, çocuklar ve uygar kabul ettiğim insanlar ne kadar güzeller değil mi?... aslında neler neler yazılır şimdi buraya ama bu blogda çirkinleşmiyorum pek... geri kalan yorumu da siz kendiniz yapıverin artık... ben 3:21 ve 3:35 deki çocukları olayın kahramanları olarak seçtim:)...
ben bir çok yazımda -ki o yazılar başka blogdalar- sürekli "asıl medeniyet doğudadır" derim hep... hep de öyle diyeceğim ama sadece benim değil, çok büyük bir kitlenin savunduğu bu doğu yaklaşımı her zaman yanlış algılanmıştır... ben de çok eleştiri almışımdır... o yaklaşım "bugün" için değildir ki... o yüzden anlaşılmaz pek... geçmişten geleceğe kadar öyledir ama bugün medeniyet batıda... tabii medeniyetten ne anlaşıldığı da önemli o ayrı konu...
benim medeniyetten anladığım şey çok ama çok basit... saygı, sevgi, özele karışmama, doğallık, basitlik, sadelik, kültür vs vs vs... tabii pek açık olmadı bu, özetle; ben, sokaklarında müzik çalınıp, dans ediliyorsa, farklı kültürlere saygı gösteriliyorsa, insanlar kendi hallerinde sade ve basit yaşıyorlarsa, kimse kimseye karışmıyorsa, insanlar hiç tanımadıklarına da gülümseyip konuşabiliyorlarsa, hele hele sokaklarında hayvanlar da gezinebiliyorlarsa, "aaa ne medeni bir yer burası" deyip geçiyorum... her yeri bilmiyorum, seyyah değilim ama benim şu medeniyet dediğim kendi halinde yaklaşımıma, tamı tamına uyan bildiğim tek bir ülke var: ispanya...
ışık aslında bugünün 3. dünyasından yükselmiş olsa da, uzunca bir süredir sönük olan o ışığın yerine yanmakta olan ışık avrupadır... avrupanın her yerinde sokak sanatçıları vardır... ama çok az yerinde sokak hayvanları da vardır... ispanya işte o sokak kültürüyle bence çok fazla ön planda... ben daha çok kısa bir süre önce, ispanyada bir sokak kedisinin durup, muhteşem bir sokak müzisyenini dinlediğine de tanık oldum... gerçekten tam bilmiyorum ama neredeyse eminim ki; şu bildiğimiz, yakınlarda genişlememiş olan avrupada, sokak kedilerinin sokak müzisyenlerini dinleyebildikleri tek yer büyük ihtimalle ispanyadır...
büyük ihtimalle 2. yer de istanbuldur... sokak hayvanı denen şey, her ne kadar sanki gerilikmiş gibi algılansa da bence bir yerde sokaklarda hayvanlar da yoksa, orası gelişmiş olabilir ama uygar filan değildir...
lafı uzatıp araya sokak hayvanlarını da sıkıştırdım ama sokaklarında sanat ve hayvan olmayan yer bana göre değil... sokak dediğin yerde her şey olur arkadaş... klasik müzik de olur, caz da olur, gırnata da olur... insanlar gezinirlerken müzik dinlerler... hayvanlar da kuyruklarını sallaya sallaya eşlik ederler ortama...
anlaşılacağı üzere, konu ispanyada geçiyor... katalan bölgesinde, barcelona ya 20 km kadar uzaklıkta, aslında barcelona denebilecek bir şehir olan sabadell de... konunun temeli bir bankaya dayanmasaydı tadından yenmeyecekti ama sonuçta bu gibi şeyleri bir organize eden de olmalı... bankamız, banco de sabadell... 1881 yılında kurulmuş ve 130. doğum gününde "som sabadell" yani "biz sabadelliz" etkinlikleri düzenlemiş... aşağıdaki video da o etkinliğin kapanışı...
doğal olarak organizasyon önceden planlanmış... sadece büyük ihtimalle bir çocuğun gelip para vermesini beklemişler... sant roc meydanı olacaklardan habersiz, günlük hayatını yaşıyor... hiç bir zaman eksik olmayan sokak sanatçımız ise koymuş şapkasını, kontrbasını çalıyor... her şey olağan... bir de kenardan şöyle bir kedi geçiverseydi salına yalana çok iyi olacaktı ama neyse artık:)...
benzeri etkinlikler çok yapılır oldu, artık insanlar da "altında bir şey mi var acaba" demeye başlayacaklar yakında ama benim konum zaten o değil... şu videoyu, benim etkinlik hakkındaki açıklamamı unutarak izlerseniz eğer, benim konu anlaşılır... çünkü o anda o meydan bu etkinliği bilmiyor... unutuverin bi zahmet şu banco sabadell i ve öyle izleyin...
kısacık etkinlikte orquestra simfònica del vallès yanında; lieder y amics de l'opera ve la coral belles arts koroları da yer almış... küçük bir dikkat çekmek istiyorum; minicik sabadell in senfoni orkestrası ve koroları oluyor bunlar, barcelonanın filan değil... barcelonanın sadece bir köşesi sabadell...
sokak sanatı, sokak müziği, çocuklar ve uygar kabul ettiğim insanlar ne kadar güzeller değil mi?... aslında neler neler yazılır şimdi buraya ama bu blogda çirkinleşmiyorum pek... geri kalan yorumu da siz kendiniz yapıverin artık... ben 3:21 ve 3:35 deki çocukları olayın kahramanları olarak seçtim:)...
Yorumlar
Yorum Gönder