social inclusion band

social inclusion band
ne mi social inclusion band?... hani dilimizden düşürmeyiz hiç, insanlık, sanat, müzik, aşk, iletişim, hümanizm, savaşma seviş deriz... toplum için müzik deriz... benim sayfanın kenarındaki fotoğrafta yazdığı gibi "savaşma, müzik yap" deriz ya!... o işte bu social inclusion band... yani çoğumuz gibi sadece söyleyip geçmiyorlar... adam gibi de yapıyorlar, uyguluyorlar, hayata geçiriorlar tüm bu güzel dilekleri... hem de inanılmaz derece güzel ve başarılı bir şekilde hayata geçiriyorlar...

çağla karaali hakkında yazarken haberdar olduğum bir grup bu social inclusion band... çağla karaali bu grubun solisti... yukarıdaki fotoğraf da social inclusion band i çok iyi tanıtıyor tek başına... ne diyorlar? "müzik engel tanımaz" diyorlar... "hayata eşit koşullarda gelememiş insanları hayata dahil ediyorlar"...


burası müzik sayfası olduğu için benim asıl amacım mecburi olarak müzik... hemen bir videolarını paylaşayım, dinlerken okuyun isterseniz... müzikal açıdan o kadar iyiler ve o kadar uzun bir yol katetmişler ki!... dinlerken içten gelerek "e helal olsun" diyorsunuz... daha önce şilay turhan ı da ayrıca yazmıştım, buraya onun videolarını o yüzden eklemeyeceğim ama siz gidip şilay turhan ı da okursanız sevinirim...

Social Inclusion Band // Gökhan Demirhan



gökhan demirhan dan yağmur... defalarca dinletti bana ve izletti... o kadar keyifli ki social inclusion band performanslarını izlemek...

social inclusion band i hemen öyle yazıp geçemiyorsunuz... derin mevzu... müzik grubu mu? evet, hem de çok iyi bir grup ama grup olmanın ötesinde; gönüllülük, proje, bir oluşum... 3-5 kişi değiller... arkalarında koca bir dünya var...

düşler akademisi
youtube/düşler akademisi
youtube/social inclusion band

düşler akademisi var bu grubun arkasında... sayfalarına gidip; kimmiş bunlar? ne yapıyorlarmış ki? sorularına yanıt aradığınızda, zaten çok şey öğreniyorsunuz... mesela benim ilk öğrendiğim şey şu oldu: "ülkemiz nüfusunun % 15 i benimle eşit şartlarda yaşamıyor"... çoğumuz farkında değiliz değil mi?... ne kadar büyük bir rakam!... farkında değiliz çünkü bizler kendi hayatlarımızı yaşıyoruz!... bizim için çok basit olan bir sürü şeyi bütün gün yapıyoruz!... ne kadar basit şeyler bunlar!... mesela 3-5 metrelik caddeyi geçiveriyoruz... merdivenlerden iniyoruz... toplu taşımayı kullanıveriyoruz... okuyoruz... dinliyoruz... bakıyoruz... konuşuyoruz... işte bunları herkes bizim kadar kolay yapamıyor... işe yetişeceğiz diye telaşla hareket ediyoruz...

demek ki türkiyenin % 15 i o bizim çok kızdığımız telaşı bile yaşayamıyor... biz gündelik hayatta bir çok şeye çok kızıyoruz ama 5 kişiden 1 i o kızgınlığı bile yaşayamıyor... biz sinemaya gidiveriyoruz... 5 kişiden 1 i için o "gidivermek" o kadar kolay olmuyor...

o 5 kişiden 1 inin, geri kalan 4 kişiden hiç bir farkı yok... onlar da o dört kişi gibi belli yeteneklere sahipler, hatta çoğu çok daha fazla yeteneğe sahip... o 1 kişi çoğu zaman geri kalan 4 kişiden çok daha gelişmiş duygulara ve yeteneğe sahip... kulakları çok daha iyi çoğunun... çoğu o 4 kişiden daha iyi yemek yapıyor... bir kısmının gözü çok daha iyi görüyor... gözleri daha estetik bir bakışa sahip... çok iyi spor kapasitesine sahipler... ritm duyguları çok gelişmiş...

özetle; o 5 kişiden 1 i aslında bir çok gelişmiş yeteneğe sahip... o 1 kişi diğer 4 kişiden bir çok konuda çok daha üstün... o 1 kişi üstün bir ritm duyusuna sahip... sahip ama hayata eşit koşullarda katılabilme konusunda eşit hakka ve güce sahip değil ki!...

engeller var! ama o engel insanda değil kesinlikle... ülkemizdeki her 5 kişiden biri "engelleniyor"... bence o 5 kişinin hiç birinde herhangi bir engel yok ama geri kalan 4 kişi o 1 kişiyi engelliyor... engel hayatın içinde sadece... engel kafalarda... engel çoğu zaman fiziksel... kaldırım yok, varsa yüksek, genişse araba park ediyor... trafik lambaları kötü... yaya geçitleri berbat... otobüs yok, durak yok... yollarda çukurlar var... her yerde merdiven var... merdiven olması gereken yerde ise merdiven yok... fiziksel tehlike çok büyük...

şehirler fiziksel olarak berbat! daha da önemlisi, insanlar çok berbat!!!... sosyal engel çok büyük, aşılmaz boyutta... o benim hiç sevmediğim "engel" kavramı var ya! o sadece toplumun koyduğu yapay bir engel... başka hiç bir engel yok sadece koşullar eşit değil...

şu bizim istatistiklere dayalı 5 kişimiz var ya! aslında o 5 kişiden 4 ü kendisini engelliyor... ama 1 insanı toplum engelliyor... o 5 kişiden 4 ü iyi şartlarda olmalarına rağmen, müzik yapamıyor mesela ama o 1 kişinin yapabileceği müziği de engelliyor!!!...

bu noktada giriyor düşler akademisi devreye... toplumun koyduğu engelleri kaldırıyor ortadan düşler akademisi ve olanakları ölçüsünde sosyal engelleri yıkıyor ve şartları eşit hale getiriyor... çok çok önemli... diyelim; siz çok iyi şarkı söylüyorsunuz yada enstrüman çalıyorsunuz... ama "SOSYAL VE FİZİKSEL ENGELLER" yüzünden bir türlü sesinizi duyuramıyorsunuz... çok güzel sesiniz var, kulaklarınız müzik kulağı, çok güzel şarkı söylüyorsunuz AMA DUYURAMIYORSUNUZ ŞARKINIZI!... ÇÜNKÜ DİĞER İNSANLAR ENGELLİ!... düşler akademisi diğer insanlardaki bu engeli kaldırıyor ortadan ve sesinizi duyuruyorsunuz...

düşler akademisinde her şey var... vokal, ritm, dans, film, fotoğraf, dj lik, enstrüman, resim, tasarım...

insan sadece et ve kemik olmadığı için; insan gerçekte etin ve kemiğin çok çok ötesinde olduğu için; bu dünyada her insan evrenin tamamı kadar değerli olduğu için; ve en önemlisi her insan "ben de varım yahu!" deme hakkına sahip olduğu için; çok büyük bir anlam ifade ediyor bu düşler akademisi...

dünyadaki her insan; dünyanın geri kalanından daha değerlidir ve insan olmak aslında bu dünyada güzel bir iz bırakabilmektir... düşler akademisi; olanakları ölçüsünde, o 5 kişiden 1 inin iz bırakma hakkını elinden alan o engelleri yıkıyor...

bir çok projesi ve atölyesi var düşler akademisinin, dileyen incelemiştir bile... bu sayfanın konusu ise ağırlıklı olarak social inclusion band... ne yapıyor bu müzik grubu? ne yapacak! bana ulaşması neredeyse mümkün olmayan bir çok genç yeteneği bana ulaştırıyor... daha ne yapsın... ben nereden tanıyacağım yada bana nasıl ulaşacak şilay, gökhan, ezgi, orhan, emir murat ve tolga kaan?...

ayder

herkes için müzik
asıl proje çatısı ayder yani alternatif yaşam derneği... vodafone vakfı, kalkınma bakanlığı ve birleşmiş milletler kalkınma programı (UNDP) ortaklığında 2008 yılından beri yürütüyorlar düşler akademisini ve sosyal dezavantajlı bireylerin sanat yoluyla sosyal hayata katılımlarını sağlıyorlar... amaç; tüm bireylerin eşit şartlarda "ben de varım" demelerine olanak sağlamak...

"herkes için müzik" sloganıyla işe başlamış social inclusion band ve kısa sürede gördüğüm kadarıyla çok hızlı yol kat etmiş... tabii ki grubun temelinde gönüllü profesyonel müzisyenler var çünkü grup çok iyi bir performans grubu... seslerini duyurma şansı olmayan yetenekli kişilerin kendilerini ifade etmelerine olanak sağlıyorlar...

eşit şansa sahip olmayan gençlere eğitim veriyorlar ve onları seslerini duyurabilen gençler konumuna getiriyorlar... bu ses duyurma öyle alelade bir ses duyurma da değil... gümbür gümbür... social inclusion band bugüne kadar akbank caz festivali, rock'n coke, iksv caz festivali, efes pilsen one love festivali, la fete de la musique, vodafone freezone konserleri gibi bir çok kalbur üstü etkinlikte yer aldı... moby, simon bolivar gençlik orkestrası, limp bizkit, kerem görsev, şebnem ferah, bengü, baba zula, cahit berkay, kürşat başar, deniz güngör, burçin büke, selen servi, güntaç özdemir, sibel köse, the fish police gibi isimlerle aynı sahneyi paylaştılar... bunun yanında, babylonda her ay sahne alıyorlar... ghetto ve roxy konserleri de cabası... ve daha çok fazlası var...

"sanat-çı engel tanımaz"



yukarıdaki video bir tanıtım videosu ve performanslarda sahne alan çoğu kişi var bu videoda...

gelelim social inclusion band müziğine... nihayet... ben öncelikle gönüllü müzisyenlere sağlam bir teşekkür göndermek istiyorum... çok büyük bir başarı... bu projenin bel kemiği onlar... benim bu oluşumdaki herkese ulaşmam ve burada değinmem mümkün değil, mutlaka değinmediklerim kalacaktır, onlara da bol bol teşekkür gönderiyorum... yukarıdaki video da gördüğüm her bir mutlu gülümseme için...

social inclusion band - cenevre
ahmet nebi şaylan (gitar)... önder ciner (bas gitar)... özkan yılmaz (davul)... james lewis (solist)... çağla karaali (solist)... benim ulaşabildiğim müzisyenler... tabii bu isimler sadece sahnede olanlar... geri planı ve diğer eğitmenleri bilmiyorum... ulaşabilirsem yazacağım her birini...

social inclusion band; amatörüyle, profesyoneliyle, gönüllüsüyle ve genciyle çok çok iyi müzik yapan bir performans grubu... yukarıda yazdığım gönüllü profesyonellerin tamamı zaten çok iyi müzisyenler... ekip çok büyük, değişken üstelik ama kalite hiç değişmiyor... herkes sorumluluğunu çok iyi biliyor... işi yeni öğrenmekte olan gençler ekibe çok iyi entegre olmuşlar... bakıyorsunuz sahnede 10 kişi var, profesyonel sayısı 4 ama dinlediğiniz performans kusursuz! bunu başarabilmek öyle her babayiğidin harcı değildir...

müziklerinin yapısı sebebiyle benim her müzisyeni ayrı ayrı değerlendirebilmem mümkün değil çünkü kimse ön plana çıkmıyor... ahmet nebi şaylan çok fazla dikkatimi çekti ve çok usta bir gitarcı... dünyanın herhangi bir yerinde her grupla çok rahat çalışabilecek üstün bir kapasitede... bunun yanında bas gitarcılar önder ciner ve şentürk öztaş da, baterist özkan yılmaz da çok dikkat çekiciler... ve tabii çağla karaali... ona hayran kalmış ve yazmıştım zaten, linki yukarıda, en başta...

profesyonel gönüllü müzisyenleri şimdilik ayrı ayrı yazmam çok zor ve yeterli bilgim de yok... belki daha sonra...

bence artık fazlasıyla profesyonelleşmiş olan gençler ise ayrı ayrı harikalar... yukarıda yazdığım konserlere baksanıza! tamamı fazlasıyla sahne tozu yuttular artık... şilay turhan... ezgi polat... gökhan demirhan... dolunay kocabağ ve orhan kıvılcım... en sık gördüğüm gençler oldular sahnede...

hepsi çok iyiler... amaaaa sadece birazcık daha fazla dikkatimi çeken isim orhan kıvılcım oldu... orhan kıvılcım zannedersem bu işe daha erken başladı diğerlerinden ve o yüzden benim dikkatimi daha çok çekti... ayrı bir yetenek var bu orhan kıvılcımda...

orhan kıvılcım galiba klarinet de çalıyor... dahası da var; görme sorunu yaşayan iyi bir ressam kendisi... girin aşağıdaki adrese ve 1 dakikada portrenizi çizdirin!... karşınıza orhan kıvılcım çıkıyor zaten elinde fırçasıyla...

inanmadınız de mi? gidin, görün... orhan kıvılcım ile hemen portre...

düşüneni, yapanı, destekleyeni, müzisyeni, eğitmeni ve izleyeni ile; başından sonuna kadar çok büyük ve çok önemli bir adım bu düşler akademisi ve social inclusion band... son bir teşekkürü de sahnede şarkı sözlerini işaret diliyle aktaran kardeşlerimize gönderiyorum... biraz zorlanarak da olsa bir kaçının adına ulaşabildim; kerem berkim piliç, zehra kurt ve gülcenur osoydan... daha önce paylaşmadığım ve çok beğendiğim bir videolarıyla bitireyim artık...

Efes Pilsen One Love Festival



videolarda çok değişik müzisyenler görüyorum ama tanımıyorum ne yazık ki... çorbada bir şekilde tuzu olan herkesi burada yazmayı çok isterim... yorumlarla katkıda bulunabilirsiniz...

Yorumlar

  1. İyi ki var böyle insanlar çünkü her anımız insanların yaptıkları kötülüklerle verdikleri zararlarla geçiyor. Böyle dayanışmaları ve insana olan katkıları görmek biraz olsun rahatlatıyor bizleri. Hiç bir şey yapmıyoruz oturuyoruz evlerimizde ve keyfimiz yerinde ama birileri başka insanlar için ellerinden geleni yapıyorlar onu görünce de rahatsız oluyor insan çok çünkü onlar böyle şeyle yaparlarken biz hiç bir şey yapmıyoruz. Ben çağla yazınızı okuduğumda çok utanmıştım şimdi de bu yazınızı okuyunca düşüncelere kapıldım ben hiç bir şey yapmıyorum diğer insanlar için :( Bu gibi olaylara nasıl katılabilirim neler yapabilirim hiç yolda bilmiyorum. Ben ne yapabilirim.. İnanın haberimiz bile yok bir çok şeyden. Siz benim gibileri hiç olmazsa harekete geçirseniz. Kimbilir daha başka ne projeler vardır haberimiz bile yok. Bu çok güzel çalışmayı sizden duydum. Size de teşekür ederim çok. Ben ne yapabilirim? email adrsinmi kabul etmedi bu yorum, url nedri?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merve hanım, öncelikle katkınız için teşekkür ederim... aslında şu hassasiyetiniz ve yaptığınız yorum bile bir katkı... sizin gibi insanlar aslında az değil... ben başka benzeri olaylardan biliyorum, icabında bir etkinlikte gidip orada bulunmak bile çok önemli olabiliyor... gidip bir etkinlik öncesi yanlarında olmak, sohbet etmek bil katkı olabiliyor... verdiğim linklerden kendilerine ulaşabilirsiniz...

      ben aslında biraz da bu tip oluşumları gerçekleştirenlere ufak bir sitemde bulunmak istiyorum, "seslerini duyurma çabası içine girmiyorlar"... es kaza bir şekilde haberdar olursanız, oluyorsunuz... mesela ben social inclusion band hakkında "çok detaylı" bilgiye ulaşamadım... ben şunu istiyorum; sayfaları çok detaylı olmalı... ve daha da önemlisi "reklam" güçlü olmalı... bu kadar emek ve masraf yapılıyor, güçlü sponsorlar var ama en basitinden bir facebook reklamı olmalı diye düşünüyorum... ben aramamalıyım, onlar beni bulmalı... facebook a girdiğimde karşıma tüy dökücü yada zayıflatıcı krem çıkıyorsa, bu proje de çıkmalı... hiç zor değil...

      bir diğer konu; ben mesela bu gençleri çok merak ediyorum... tanımak, bilgi sahibi olmak istiyorum... ama o kadar zor ki ulaşmam... gökhanı, ezgiyi, dolunayı ve orhanı tanımak istiyorum, ama 2 adet sayfaları var, birbirine çok benzer ve bu insanlar hakkında kısacık da olsa bilgi eklemek çok mu zor?...

      özetle; onlara ulaşmak isteyen kişi sayısı belki az, belki çok ama haberdar olamıyoruz ki... sahne arkasında onlara çay yapacak insan aslında o kadar çok ki...

      teşekkürler...

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Popüler Yayınlar