doug wimbish
doug wimbish |
tam adı ile douglas arthur wimbish, önemli stüdyoların deyim yerindeyse kadrolu basçısı... bunun yanında; galiba şu benim tahammül edemediğim, özellikle şahin ve doğanlardan dışarı taşan ve büyük bir ihanetle "bas" olarak nitelenen o saçma sapan power bass gibi sesleri de hazırlayıp, durmadan piyasaya yayan adamlardan biri kendisi... tamam, canlı performanslarına hayranız ama o tuhaf bas olmayan ama bas denen şeyleri yapıp da neden kafamızı allak bullak ediyorsunuz arkadaş... hemen söyleyeyim; ekmek parası... gerçekten öyle... bütün dünyanın sorunu bu, bizim değil sadece... kendi müziğinle para kazanman çok zor...
ülkemizde pek de tanınmıyormuş, şaşırdım... gerçekten çok şaşırdım, ben herkesin bildiği isimdir diye düşünüyordum... tabii ilgilisi biliyor, o ayrı ama şimdi ne var ne yok diye bir bakayım dedim, türkçe bilgi neredeyse hiç yok... aslında benim de bilgim yoktu... ben dinlerim sadece, o kadar... kimi saat kaçta tuvalete gittiğini bilir, bende o yok... hatta ben sıkı bir doug wimbish dinleyicisi filan da değilim... benim için eserler ve performanslar önemli sanki... ne bileyim, öyle bir şey işte... mesela, doug wimbish, benim için aşağıdaki performanstır ve çok da sağlam bir solo bas gitar örneğidir... sesi biraz az, sonuna kadar açın...
en basit hali ile "müzik" diyeyim, bence olağanüstü... işin elektronik kısmı biraz benim gibileri bozuyor ama sonuçta doug wimbish elektronik ve dijital bir isim... yani bu adamın işi o... en önemlisi de; elektronik yada dijital olsun, nasıl kullandığına bağlı bir iş... bence doug wimbish bu işi de iyi yapıyor... rahatsız edici değil...
hakkında uzun uzun detaylı bilgi vermeyeceğim, detayını isteyen, kendisi bulur nasıl olsa... ama doug wimbish'i kısaca şöyle özetleyeyim: "bas gitarın jimi hendrix'i" olarak tanınıyor... canlı performanslarını izlediğinizde gerçekten aklınıza geliyor bu jimi benzerliği... yukarıda ülkemizde nedense pek bilinmiyor dedim, doğru ama şu çok ilginç, türkiyede kendisini dinlememiş olan da çok azdır... çalıştığı bazı önemli isimleri yazdım yukarıda, onlara herb albert, carly simon, billy idol, george clinton, james brown, tarja turunen, ronnie wood, freddie jackson, michael bolton, cheb khaled, hariharan, peter wolf, seal, rolling stones ve annie lennox gibi isimleri ve bir çok hip hop sanatçısını da ekleyin... 80'leri olduğu gibi ekleyin bu arada:)... abarttım tabii ama neredeyse öyle... çok fazla ünlü sanatçı ve grubun hem konserlerinde canlı olarak, hem de albüm kayıtlarında var kendisi...
tabii albümlerde minik minik yazar bu isimler, ama okumayız... bir zamanların kasetlerinde de bazen yazardı... müzisyen önemli değildir... mecburen yazılır geçilir... ülkemizde de bu durum çok yaşanır... falancanın albümünde sadece o falanca önemlidir... geri kalan yazmaz hiç bir yerde... ayıptır, günahtır...
aslında living colour, tackhead, jungle funk, strange parcels, özellikle living colour kendi grubudur ancak yaptığı işlerin önemli kısmı başka sanatçı ve gruplar içindir... benim için önemli olan kısmı ise; solo performansları ve gösterileridir... namm festivalinin değişmez elemanlarındandır...
tabii bu kadar şeyi yazdık, en önemlisini yazmamak olmaz; üst düzey bir basçıdır... çok yenilikçidir ve bu enstrümana katkısı oldukça fazladır...
müzik teorisi okumuş yada okumaya karar vermiş, çok da önemli değil çünkü kendi yolunu ayırmış daha işin başında... ailede müzisyen dolu, neredeyse bütün yakın akrabalar müziğin içinde... 12 yaşında ailesinin aldığı gitarla başlamış, müzik mağazalarında çalışarak işi ilerletmiş, arada bir çok şey yapmış, isim yapmaya başlamış ve bir gün jeff beck konseri için acilen iyi bir basçı lazım olunca, gerisi kendi kendine gelmiş... tabii ben böyle kolayca kendi kendine gelmiş deyip geçiyorum, bir de kendisine sormak lazım:))... unutmayın, olan bir şeyi yazıvermek kolaydır ama o olan şeyi bir de yapana sormak gerekir:)... tarihçiler mesela yazıverirler 3 satır... japon kamikazeler perl harbour'da gemilere daldılar, abd hiroşimaya ve nagazakiye atom bombası attı... enola gay'in pilotu şunları hissetti vs vs vs... belgeseller... hiç kafasına bomba yemeyenler bunları yazarlar tabii de mi...
yani ben yukarıdaki son cümle ile bütün biyografisini yazmış oldum:)... neyse... siz en iyisi, aşağıdaki resmi sayfasına bi göz atın ilginizi çekiyorsa... bu arada, hem biyografisi hem de diskografisi bu sayfada çok eksik kalmış... muhtemelen sayfayı kaderine terk etmiş... facebook sayfasını bulup, hakkında kısmını okuyun dilerseniz...
doug wimbish
en önemli müzik yapımcıları ile, en önemli stüdyolarda, en önemli sanatçı ve gruplarla en önemli salon ve festivallerde çalmış bir isim... ne güzel özetliyorum değil mi:)... ama "kimler emek harcamış acaba" diye düşünüp de albümlerin kapak yazılarına hiç bakmadığımız için tanımıyoruz doug ve benzerlerini...
ses ve kayıt uzmanı doug wimbish... analog ağırlıklı olmak üzere, dijital teknolojiyi de başından sonuna kadar çok iyi bilen ve kullanan bir isim... meraklıydım bir zamanlar ama iş çok büyüyünce içinden çıkamadım, yine de bir bakın, çıkın isterseniz... çoğu zaman küçümseriz ama aşağıdaki düzenekle ve bas gitarla sahneye çıkıp da canlı performans sergilemek de inanın bana çoooook zor bir iştir... loop işini en iyi başaranlardandır doug wimbish... rock, hip hop, funk, metal, reggie, r&b, etnik, world ve deneysel çizgide üretici ve icracı oluyor kendisi... çok tanıdık bazı sesler ona aittir...
bildiğim kadarıyla grammy sahibi living colour ile sürekli çalışıyor... dünya çapında bilinen bir isim olmamakla birlikte, dünya çapında bilinen isimlerce sürekli aranan bir kişi... bence böylesi çok daha iyi bir müzisyen için... mesela aynı anda bir çok ismin turnesi için peşinde koşulan bir müzisyen olmanın neresi kötüdür... bruce springsteen ve seal gibi iki ismin aynı anda gerçekleşen turneleri için kıran kırana peşinde koştuklarını düşünsenize... böyle de bir şehir efsanesi dolanır ortalıkta... doğruysa tabii...
bu paylaşımı ben neden yaptım?...
doug wimbish'i tanıtmak için değil... ben burada genç müzisyenlerimizi tanıtan biriyim ama arada bazen bu tip paylaşımlar da yapıyorum çünkü bu isimlerin hayatı genç müzisyenlere çok iyi bir yol gösterici aslında... dünyada neler var? neler oluyor? müzik adına neler yapıyorlar? para kazanmak için neler yapıyorlar? vs vs vs... bunlar önemli...
eğitimini tamamlayıp tamamlamadığı bile belli değil!... kendisi başta olmak üzere, hiç kimsenin aklına gelen bir durum bile değil eğitim kısmı!... bunu eğitim gereksiz filan demek için yazmıyorum, eğitim her şey değil demek için yazıyorum... tıpkı yetenek gibi... turnelere, konserlere, albüm kayıtlarına çağırmak akıllarına geliyor ama muhtemelen diplomasını soran yok... ortaya konan iş ve referanslar önemli...
yaptığı işi beğenmeyebiliriz ama işini çok iyi yapıyor...
müziğe başladığı yıllar ve etkilendiği isimler miles davis ve jimi hendrix gibi isimler... ama 40-50 yıl sonra bugün kendisinin yaptıkları çok farklı...
bazen dedelerimizle yada anne babamızla dalga geçeriz değil mi? yeni teknolojiye bulaşamadıkları için... cep telefonunun ekranını bile kaydıramazlar... yada parmakları bir yere değer ve birilerini ararlar... kimimizin dedesi, kimimizin de babası yaşında ama bakın neler yapıyor doug!... 1956 doğumlu ama aşağıda canlı performanslarında kullandığı sistemi paylaşayım da, görün bakalım o dalga geçtiğiniz nesil neleri neleri başarıyor... bugün, 60-70 yaş civarı dinozor müzisyenlerin neredeyse tamamının önünde, benzeri sahne üstü sistemleri görürsünüz... inanın bugünün uyduruk cep telleri ile o yaptığınız saçma sapan işler, teknolojiyi takip etmek filan olmuyor!... sırf bunu yazabilmek için yaptım bu paylaşımı:)))...
Yorumlar
Yorum Gönder